20 Haziran 2008 Cuma

3.Gun / Siyah Anlar / Kanchanaburi

Hayatimin en zor gunlerinden biriydi. Salakca bi hareket yapip kuzey planimi turla yapmaya karar verdim. Cunku hersey cok karisik gorunuyordu ve tur sirketi tum biletlerimi , kalacak yerimi ve gitmeyi dusundugum her yerin giris biletlerini tek seferde hallediyordu. Ben de eyvallah diyip kabul ettim. Olaylar bundan sonra basliyor zaten:
Butun gece uyuyamadigim icin sabah buyuk bir halsizlikle yola ciktim, istahim da yok zaten. 2 saat sonra Kanchanaburi'ye vardim. Turcu cocuk hemen bizi toplayip plani anlatti. Agzini buke buke konustugu icin ben bi bok anlamadim. Kalabaligi takip etmek en iyisi olacak deyip halsiz halsiz savas muzesi dedikleri bi yere girdim. Hic anlatmiycam, sacma sapandi. Hay dedim siciyim turunuza, ne muzesi falan derken moralim hizla azalmaya basladi. Durup dururken acaip sinirli bi tip oldum. Disari cikip eski bir kopruyu gezmeye basladim. Hava o kadar sicaktiki iki dakikada sirilsiklam oldum. Golgeye oturmak icin ilerimde gordugum meydan gibi bir yere gittim. Orda iyice fenalastim; su iciyorum olmuyo, ice tea iciyorum olmuyo, derin nefesler aliyorum, kendimle konusuyorum, yok. Bi baktim, ilerden yasli bir teyze geliyo, onunde de tekerlik sandalyeye oturttugu spastik cocugu. Karsima gelip para istemeye basladilar ve ben koptum. Oradan kosarak kactim ve o hic soylemem gereken cumleyi soyledim: "Benim burda yalniz basima ne isim var?" Boyle deyince kendimi iyce zavalli gibi hissettim, coktum, ne yapcagimi sasirdim. Aynisini Turkiye'de yasasam atlatabilirdim ama burda oyle bi sansim yoktu. Neyse, fena baydim sizi. Bi sure daha boyle takildiktan sonra yavas yavas duzelmeye basladim. Bizi tarihi bir tren yolculuguna cikardilar ardindan nehrin ustune yapilmis minik otelimize goturduler ve orda biraz daha iyi oldum. Ogle yemegi yedikten sonra hadi selaleye gidiyoruz dediler. "Yok ben gelmiyim, kotuyum" dedim. "aaaa olur mu canim oturmaya mi geldik" dediler. "Biz biliyozda mi oynuyoruz" falan derken kendimi selalede buldum. Ortamdan pek etkilenmedim, etkilenecek halde de degildim zaten, biraz dolanip oturdum. Oyle kosede oturmus, ya yeniden baslarsa, ya fenalasirsam diye takilirken kafami bi kaldirdim, kimse yok!!!!!!!!! Iste simdi sictim!!!!! Kotu his falan kalmadi tabi, kostura kostura bizim tur ekibini aramaya basladim. Saga gidiyorum yoklar, sola gidiyorum yoklar, etraftaki taylandlilara soruyorum, hicbiri ingilizce bilmiyor. O anki halimi gorcektiniz, Pazarda annesini babasini kaybeden cocuklar gibiydim resmen. Zaten iki saat once darbeyi yemisim bir de ustune dag basinda ekibi kaybet sen. Kaldigimiz yerin adina da hic bakmamamistim tabiki.

Yolu zar zor bulduktan sonra tuk tuk, taksi falan bulmaya calistim ama olmadi. Baktim yolun ilersinde bi kamyonetle iki tane Thai'li amca duruyor, hemen yanlarina gidip derdimi anlattim. Hic bisey anlamadilar tabi. Elimle nehir falan yapiyorum, ustune tas koyuyorum (nehrin ustundeki otel hesabi), en sonunda tamam atla arabaya gibisinden haraketler yaptilar. Birkac yanlis tahminden sonra oteli bulduk. Kosa kosa odama gidip yataga atladim. Bir saat kestirdikten sonra disari ciktim. Bizim ekip geri donmustu. Sanki onlari kaybetmemisimde, ben kendim donmusum gibilerinden tavirlarla havali havali yururken, sonradan Isvicreli olduklarini ogrendigim grup bana laf atti: "Heeey nerdeydin sen? Deli gibi seni aradik, cok merak ettik...". O an o kadar mutlu oldum ki, gunduz olanlari, selale olayini, aslinda yalniz oldugumu, herseyi unuttum. Yanlarina oturup hikayemi anlattim. "Vay enayi" felan dediler, gulduler. "Onu bunu birakin da iki hafta once size nasil caktik" dedim. "Sizin antrenor deli mi kuzum, niye oyle haraketler yapiyor" dediler. Konusma oyle uzadi gitti. Aksam yemegi, ardindan bira, ardindan sandalyeye oturma yarismasina katildim, limbo yaptim. Cok ciddiyim. Yazik bana ya, megersem ilgiye ihtiyacim varmis.
E hadi gidiyorum ben, trene yetismem lazim. Hepinizi cok seviyorum. Ne kadar onemli oldugunuzu ankamak icin 4 gun yeterliymis.

Not: Fotograflari sonra yukleyecegim, hic zamanim kalmadi. Cencoz kuzenimle zuzu yengem hemen gelsin, lutfen...

5 yorum:

okan dedi ki...

dertlerin kalkınca şahaaa,
bir sitem yolla allaaaaaa :)

evren dedi ki...

eee kazandınmı bare limbo yarışmasını::) abedoruu derin nefes derin nefes serin gel.Aman deyim kop kafileden

Unknown dedi ki...

sen yazarken gitti tren dorki koş koş koopp :)

Unknown dedi ki...

görecek yerler var daha.
aldırma doruk aldırma.

bu gün özgün'ün biletini aldık,
28 haziran sabahı 9,30 da orada ,
kart ta limit kalmadıgı için ben bileti alamadım. hayırlısı 2 kişi daha cok eglenirsiniz.

doruk dedi ki...

Limboda esprili haraketler yaparak gonullerde taht kurdum evom.Sandalye kapma yarismasini kazanamadim, kizlar cok heycanliydi.

Kartin limiti doldu ne demekmis yahu, hadi hadi sakanin sirasi degil simdi.