25 Haziran 2008 Çarşamba

Chiang Mai Dağları / Resimli Fotoroman

Chiang Mai treni. Böyle göründüğüme bakmayın, yolculuk süperdi. Dışarıyı izlerken(dolunay vardı) biramı sigaramı içip, müzik dinledim.

Dedim ya 3 gündür dağlardaydım. Şelaleler, ormanlar, köyler ve niceleri. Hikaye burda başlıyo. İşte benim takım. Dağların kayıp çocuğu Vudi (thaili rehberimiz, dünya tatlısı bi tip. Çok yakışıklı olduğunu düşünüyor) ve Chiang Mai kankam Martin(alman, o da bizim kafadan). Yol boyunca berabar takıldık. Vudi geceleri bize pirinç viskisi içirdi, sarhoş olup olup kızlara yazdı ama hiç bir sonuç elde edemedi. Yütrüyüşlerde kestirme yollardan gidip habire kızları korkuttuk(Vudi buraların pici olduğu için tüm yolları biliyo). Önce bizden biraz tiksindiler ama yolculuğun sonunda kaynaştık.

Ormanda bulduğum sapanla baya bi vakit geçirdik, birasına hedef vurma yarışmaları yaptık. Tabiki Vudi kazandı. Martin de yolculuğumun başından beri sohbet ettigim tek insandı. Kendisini çok sevdim. Ekibin kalan kısmı 3 irlandalı, 2 galli kız, bir tane de Cris'ten oluşuyordu(onu ayrica anlatacagim.)

Alttaki fotoğrafa aynı bu çocuklar gibi güldüm.



Bu yolculuğun en gizemli karakterlerinden biri, Cris. Çok az konuşuyor, hayvan gibi bir çantayla dolaşıyor, her mola verişimizde yoga hareketleri yapiyor. Yukardaki halini ilk görüşümde gülerek kactim, neyseki güldüğümümü fark etmedi.
Gezinin son günü rafting yapıyorduk(bu seferki fena degildi), salları yoneten Thai çocuklar komiklik olsun diye Cris'in salını devirdiler. Bizimki acaip sinirlendi, çocuklardan birini suya cekip boğmaya çalıştı. Yolun kalan kısmını da yürüyerek döndü. Çok garip adamdı yahu. Bu arada kendisi 50 yaşında.


Yolumuzun üstündeki 3 şelaleden biriydi.


Bende hemen altına girdim tabiki.



Pirinç tarlası.



2 gece bu tarz yerlerde kaldık. Gece buz gibi oluyordu.



Kaldığımız yer.

Kaldığımm yerin uzaktan göruntüsü. Çok guzeldi. 2 dakikalık bi yürüyüşle şelaleye ulaşıyorsun.


Kaldığımız yerin sahibi ve kızı. Sahip falan diyince yaşı büyük gibi gelebilir ama kendisi 24 yaşında. Adı "Siyah"tı.


Doödükten sonra Vudi tüm ekibi eğlenmeye götürdü. O gece biraz fazla içince tuktuka binip pozlar falan verdim, öyle kendi çapımda şımardım. (nasil baya kararmisim demi?)



Converse'in sponsor oldugu bi gösteri galiba. Mağzanın camına yapıştırmışlardı.


Chiang Mai, çok iyi geçti. Tayland'a ve yalnız yolculuk etmeye alışıyorum galiba. Kendime güvenim geldi, bi havalara falan girdim. Umarım böyle devam eder. Yarın Bangkok'a dönüyorum. Bir gün sonra Cencoz'la, zuzu yengem geliyo. Fulya'nın da gelmesi lazim ama sesi soluğu çıkmıyo, neyse çözeriz o işi.

Almanya maçını ben de izliycem. Otelde çalışan Thaili bi amca maçı beraber izleyek dedi. Takılırız, içeriz, çok eğleniriz falan diyo. Çok abartmış dimi, bende bi kıllandım.

7 yorum:

evren dedi ki...

doruk için üç kere hey hey heyyy.Şimdi olmaya başlamış işte, keeyiflerdeki yükselmeyi sezdim sevindim. Gel Gelelim Crise sevmedim, bayaada sinirlendim hikayenin dürzüsüne(ama sanada içerlemedim değil bizim çocuğu boğarken müdahale edeydin ibibik saksonuna) ama bi Vudi ölemi yaw koçum benim ver telefonumu gelince t.c ye görüşelim..Fulya gelecekmiş 30 una almış bileti sana ulaşamıyomuş verdim ulaşır heral..Türkiye yenrmi bilmem ama ben gene bu sene çakıldım Ankaraya izin vermiyo gattusolar. Allahtan içecek içkim camdan görünen memleketim Altındağın umarsız umursamaz uzaktan bakınca karınca sülalesi sevişiyomuş görünümündeki evleri var:) Şerefe- şlenkt(celt kızları anlar nası yazılıyo bilmiom).salute malut işte çok konuşuyom. neden canım bi sıkılıyo varyaaa.. sıkılıyo.öptüm gıdıya, devam koçum görüym seni ama o şelalenin altındaki slip mayonla yada donunla neyse işte girme sulara ayıptır günahtır.

okan dedi ki...

vazgeçtim,
aynen devam yukardan dön bi tur at gel...

doruk dedi ki...

Keyifler gicir, mayolar slip, dudaklarin ustunde bi karis kara biyik evom. Turk stili takilmakta israrliyim. Vudi'yi gondercem sana zaten, tam bizim kafadan.

Gelelim fulyaya;
Fulyacim, havaalnindan taksiye biniyorsun, taksiciyle bastan 600 Bahta anlasiyorsun, daha fazla vermek yok! Ona diyorsun ki: Sur cabuk Soi Rambutri'ye. Bu sokaga girdikten sonra da Bella Bella Guest Hose'i ariyorsun, kolaycana bulacaksin zaten. Bi ihtimal kaldigimiz yeri degistirebiliriz, degistirirsek de seni ararim zaten. Haydi bakalim bekliyoruz. Bu arada, sakin pantolon, kazak, ceket gibi kalin seyler alma burasi cok sicak, bir de havaalanindan cok fazla baht alma, kazikliyolar. 50 dolar bozdursan yeter.

cerenguzeldogu dedi ki...

ehi dorukcum bakıyom tatil tadını bulmaya başladı. Aman aman cok güzel, olum varya kırk yıl düşünsem seni özliyeceğim aklıma gelmezdi ehe saka saka özledim valla.

cicim fotoraflar bir havalı sorma zannedersin coskun aralın kayıp oğlu doruk kaya

ama kaplancık ve fil kardeşlere içim acıdı öküzlük dünyanın her yerinde desene neyse cicim yazki okuyalım valla küzel oluyo.

Öptüm

ekin dedi ki...

torlak bize biraz gidiş yolundan bahsetsene uçak rahat mıydı? çok bekleme yaptı mı? yasemin çok fena sürekli rüyalarında thailand görüyor acilen bizim de gitmemiz lazım, bir de senden bir rica var Islands and Beaches Lonely Planet 2008 edition ını bulursan hemen al ve bize getir biraz pahallı olabilir(max. 500 baht) ama bizde para bok veririz neyseki:) şimdi ii ki gitmişim diyo musun len az daha pişman oluyoduk bu kadar israr ettiğimize git diye seni çok özledik yatağın hazır bekliyoruz kes artı şu saçlarını bai thai

doruk dedi ki...

Gidis yolu guzeldi valla. Turmenistan havayollari umdugumdan cok daha iyi cikti. Ucak bos oldugu icin yata yuvarlana geldim. Oneririm gendisini. Ayriyetten beklemede yapmiyo. Lonely planetinizi alirim tabiki, hic merak etmeyin. Bende sizi ozledim, opuyorum gidiktan.

Adsız dedi ki...

meraba doruk ben günce doga erol
senın kuzeninin çok sevdim