Okuyanlar el kaldırsın lütfen.
Bildiğiniz üzere sevgili Tayland'dan ayrılıp Kamboçya'ya gelmiş bulunmaktayız. Maceralar burada da peşimizi bırakmıyor. O tapınak senin bu tapınak benim dolaşırken gizli geçitler buluyor, ormanda maymun çetelerinin saldırısına uğruyor, Kamboçya'nin gizemli gece hayatına akıyoruz. Anlayacağınız habire eğleniyoruz. Maceraların yarattığı hafif bir yorgunluk dışında herşey yolunda.
Kamboçya şimdiye kadar gördüğüm en guzel yerlerden biri. Pakistan ve Nepal'in ardindan direk listeye alıyorum. Israrcı insanlar burda da var ama bi şekilde rahatsiz olmadim. Çok güzel ve sevimli olmalarıyla alakalıdır belki. Turistik olmamasi, müthiş doğası ve ilkelliği Kamboçya'nın diğer güzel taraflari. Açıkça söylemek gerekirse Tayland yerine Kamboçya'ya daha çok vakit ayırmak isterdim.
Kambocya sınırında Paul ve Miriam isimli iki Ispanyol'la tanıştık ve yol boyunca hiç ayrılmadık. Hatta Miriam olanıyla ayrıca hoş vakitler geçirdigimizi de eklemek isterim. Detayları dönüşte anlatacağım (burası öyle bi blog değil, lütfen).
Blog'un hakkini veremedigimin farkindayim. Çünkü internet kafeler çok fazla vaktimi alıyordu ve yaşadıklarımı yazmaktansa, daha çok yaşamaya karar verdim. Bugün de çok fazla anlatasım yok. Lafı çok uzatmadan sizi fotoğraflarla başbaşa bırakıyorum. Herhangi bir son sözum yok tabiki. Dur bakiyim, haaa yolculuğun teknik detaylarından bahsedebilirim aslında: Harcamalarıma hiç dikkat etmediğim halde 1 ayda 1600 dolar harcadim(uçak gidiş-dönüş bileti içinde). Bol bol yedim içtim, hediyeler aldım, uçaklara bindim, tiskolara gittim, fena olmayan yerlerde kaldım. Yani benim gibi hovardalık etmezseniz çok daha az harcayabilirsiniz demek istiyorum. Ve bu yolculuktan yeni bir ders çıkardım, böyle bir yolculuk icin bir ay gerçekten az. Tayland, Laos, Kambocya, Vietnam icin en az iki ay ayırmak gerekir diye düşünüyorum. Buralar gerçekten çok güzel, yapacak daha iyi bir şeyiniz yoksa hayatınızın iki ayını gönül rahatlığıyla verebilirsiniz.
Angkor wat tapınağının çalışanları. Uyandıktan sonra; çok sıkıcı bir iş olduğu için uyuduklarını söylediler. "Size ilginç geliyo da biz buralı olduğumuz hiç ilginç gelmiyo" dediler :)
Burası neresiydi ya! Tam hatırlamıyorum. Siem Reap galiba.
Thap Rom (yanlış yazmış olabilirim). Tomb Raider burada çekildiği için Tomb raider tapınağı diyenler de var.
Phnom Penn/Mekong Island
Teşekkür etmek istediğim birkaç insan var:
Bu geziyi yapmamı sağlayan cömert ve yakışıklı kardeşim Doğa'ya...
Bizi bu güzel dünyaya getiren Selma ve Özgün'e...
Yoldaşlarim Cengiz, Fulya ve Özgün'e (bu yolculuğu iyiki onlarla yapmışım)....
Kendimi bok gibi hissettiğim zamanlarda beni taa oralardan eyleyen Okan ve Evren'e...
Ay podunu benim gibi unutkan birine vererek yol boyunca güzel müzikler dinlememi sağlayan müzik sponsorum Ahmet'e...
Bana vitaminler ve ishal ilaçları alan sağlık sponsorum Koçak'a (bir öncekinde diyememiştim)...
Yolculuk öncesi danışmanlarım, cesaretlendirici arkadaşlarım, lonely planet sağlayıcım Ekin ve Yasemin'e...
Kamboçya ve Tayland'ın güzel insanlarına...
Çok tesekkur ederim, hepinizi çok seviyorum, iyiki varsiniz.
(Özlediğimden abartıyorum)

Yolculuğun en güzel fotoğrafıyla veda ediyorum (cengiz abim çekti).
Yakında görüşürüz.



